Back to Top
  • BEST CYCLING EXPERIENCE

    Become The World Leader On The Internet For The Sport Of Cycling.

    SHOP NOW

Zafer tahiroğlu yazdı

ÖZTÜRK YILMAZ'IN SİYASETTE KENDİNİ BİTİREN YOL HARİTASI

CHP disiplin kurulu,Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz'ı ezan tartışması ve Kemal Kılıçdaroğlu'na söylediği sözlerden dolayı partiden attı.

Siyasette ibret alınacak bir gelişme olarak toplumun önüne konan bu olay herkese bir ders vermektedir,

o d a şu hususlardır.

Siz bu ülkede siyaset yapıyorsanız,

1- Toplumun değer verdiği manevi fay hatlarıyla oynamayacaksınız,yani inanç değerleriyle ilgili söylemlerinize dikkat edeceksiniz.

2-Görev yaptığınız Partinizde kurallara uyup,liderleriniz hakkında ileri-geri laflar söylemeyeceksiniz.

bu iki hususta dikkatli olmazsanız adamı bir haftada kapı önüne koyarlar.

Öztürk Yılmaz Musul konsolosu olarak görev yaparken İŞID'in bunu ve çalışanlarını rehin alıp uzun bir süre gözaltında tuttuktan sonra yapılan pazarlıklar sonucu serbest bırakması üzerine Türkiye kamuoyu ismini duydu ve bu kişinin bir Ardahanlı olduğunu herkes öğrendi. Bu olay sonrası kamuoyunda popüler bir isim olarak tanınan Yılmaz Ardahan'ın bir çocuğu olarak sürpriz bir şekilde baş döndürücü bir hızda siyasete atıldığında,Türkiye kamuoyunun ilgisini çekti. Yılmaz'a  Ardahanlılarda kendi içerisinden çıkan bu evladına sahip çıkıp destek vererek Milletvekili yaptı.

Hem Ardahanlıların hemde CHP'lilerin çok büyük umut bağladığı ve gelecek gördüğü Yılmaz,gerek çıktığı televizyon programlarındaki agresif tutum ve konuşmalarıyla,gerek Meclis'te yanına giden insanlara olumsuz tavırlarıyla,gerekse Ardahan'da Parti teşkilatları ve Belediye Başkanlarıyla yaşadığı sorunlar sosyal medyada yavaş yavaş dile getirilirken kendisinin etrafındaki danışmanları gelecekte bu tutum ve davranışların bir sıkıntı oluşturacağını Yılmaz'a söylemediler.
Yılmaz bu tavır ve davranışlarıyla kamuoyunda olumsuz bir algıyla anılmaya başladı ve büyük bir hayal kırıklığı yaşandı.

Öztürk Yılmaz Partinin prensleri arasındaydı,dış ilişkiler ondan soruluyordu,Kılıçdaroğlu'nun yabancı misyon temsilcileriyle yaptığı görüşmelerinde yanında bulunuyordu,bir ayağı yurt dışında temaslarda,bir ayağı içeride ülke gündemiyle meşguldü ve her hafta bir açıklamasıyla gündemdeydi.Bu kişi çevresinin telkiniyle Genel başkandan habersiz çıkıp bende Cumhurbaşkanlığına adayım dedi işte bu noktadan sonra işler iyi gitmemeye başladı,CHP başkanlık için Muharrem İnce'yi aday gösterince Yılmaz ortada kaldı aday edilmemenin hırsını yaşadı,çevresi yine gaz verip bu sefer CHP Genel Başkanlığı konusunda ikna etti Yılmaz'da gittiği her yerde CHP Genel Başkanlığına aday olduğunu söyleyince,Kılıçdaroğlu partide büyük bir revizyon yaparken Yılmaz'ı hem MYK'dan aldı,hem Genel Başkan Yardımcılığından aldı.

Bu gelişmeler zaten gergin olan Yılmaz'ı kızdırdı,Haber Türk Televizyonun bir programında kendi kişisel düşüncesini söyleyip ezan'ın Türkçe okutulmasını isteyince bunu fırsat bilen CHP kurmayları gerekli disiplin işlemlerini başlatıp önünü kesmek için hamle yapınca Yılmaz'da çıkıp ipleri koparan açıklamasıyla Kılıçdaroğlu'na hakarete varan açıklama yaparak sürecin hızlanmasını sağladı,parti disiplin kurulu toplanarak CHP Siyasi tarihinde en hızlı kararını vererek Yılmaz'ı Partiden attı.

Yılmaz dün bu konu hakkında açıklama yaparak yargıya gideceğini ve kendisini gönderenleri halkın göndereceğini söyleyerek teselli bulmaya çalıştı ama nafile bir çaba bu.

CHP siyasi tarihinde 3 Ardahanlı isim önemli görevlere gelmişti,

1 Sırrı Atalay 30 yıl CHP de siyaset yapmış önemli görevler üstlenmiş,Cumhurbaşkanlığına vekaleten bakacak kadar saygın bir siyaset yapıp Ardahanlıların hafızasında yer kazımıştı,

2.kişi Gürsel Tekin CHP Genel Başkan yardımcılığına kadar yükselmiş ve bir saygınlık kazanmıştı,ama

3.kişi olarak ortaya çıkan Öztürk Yılmaz 4 sene içerisinde bir Büyükelçi iken CHP'de tepeden inme gelip Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı olup,çok popüler olduktan sonra yine çok kısa bir sürede Partiden atılacak kadar siyasi hatalar yapması onun bu konuda beceriksizliğini göstermektedir.

Öztürk Yılmaz bu saatten sonra nasıl bir yol izler bilemiyoruz,AK Partililerin hedefindede olan ve onlarla ciddi kavgalara girip onların büyük tepkisini çeken ve şimdide CHP'lilerle aynı sorunu yaşayan Yılmaz bakalım nasıl bir yol haritası çizip siyasete devam edecek.

Bekleyip göreceğiz.

Kısacası Öztürk Yılmaz Siyasetin dilini,kurallarını ve nerede durulması gerektiğini bilemediği için bu sıkıntıyı yaşadı.

Hem Ülke genelinde,hem de Ardahan'da saygınlığını bir anda yitiren insan oldu.

Onu perde arkasından yönlendirmeye çalışanlar şimdi nasıl bir yol izleyecekler bilinmez ama bilinen apaçık gerçek şu ki,

Öztürk Yılmaz'ı bir daha ayağı kalkmamak üzere siyaseten bitirdiler.

Zafer Tahiroğlu yazdı

AK PARTİNİN ARDAHAN'DA YAPTIĞI TEMAYÜL YOKLAMASI NE KADAR SAĞLIKLI OLDU?
Tüm Türkiye'de olduğu gibi Ardahan'dada dün AK Partinin temayül yoklaması vardı,bu yoklamada il ve ilçe Belediye Başkanlığına adaylık için başvuran kişiler için oy kullanıldı.
Bu süreci 2011 yılında Milletvekili aday adayı olduğum zaman yaşamış biri olarak bu temayül yoklaması denen şeyin hiçte sağlıklı olduğunu söyleyemem çünkü oy kullanacak kişilerin Partinin il ve ilçe Başkanlıklarında görev alan yöneticilerinin emrinden dışarı çıkmadığını ve başkanların kurdukları bu teşkilatların kendi emirlerinde hareket ettiklerini ve oy kullanma zamanı onların sözüyle hareket ettiklerini iyi biliyorum.
Siz parti olarak Ardahan'da aday adaylarını yarış atı gibi sahaya sürüp il ve ilçe yöneticilerinin emrinde olan ana kademe,kadın kolları ve gençlik kollarında görev alanların birilerinin adamı rolüne soyunduğunu bilmeyeceksiniz, bu kişilerin onların militanlığını yapan kişiler olduğunu bilmeyeceksiniz,bunların hakkaniyet içerisinde oy kullanacağını iddia edeceksiniz bizde buna inanacağız öylemi.
Kimse bana bunu söylemesin çünkü,gerek Ardahan Merkezde ,gerek ilçe teşkilatlarında adaylara karşı bir önyargının olduğunu dün bazı adaylar bana anlattı, aday olan eski il başkanı Yunus Baydar ve Göle ilçe başkan ilhan Gültekin'in kurduğu bu ekibin yine aday olan bu kişilere oy verdiğini bu durumun hakkaniyet çizgisinde olmadığını söylemek herhalde abartılı bir şey olmaz.
Siz parti olarak böyle kazananı önceden belli bir süreci tüm adayların önüne koyacaksınız,il ve ilçelerde bu ekipleri kuran ve aday olan kişileri de temayüle sokacaksınız,bu adamların fırsat bu fırsat deyip gizli organizasyonlarla kime oy verileceğinin toplantılarının yapıldığını ve kimlere oy verileceğinin kararlarının alındığını bilmeyeceksiniz,sonuçta kazananı şimdiden belli bir oylamada hakkaniyetli olunduğunu söyleyeceksiniz,olmaz öyle bir şey.
Parti olarak teşkilatları kuran ve emir askeri gibi kendilerine biat eden kişilere kime oy vereceğini sormanıza gerek yok burada bu kişiler kendilerini bu görevlere getiren hem eski il başkanı Yunus Baydar'a, hem Göle ilçe Başkanı ilhan Gültekin'e oy verdiler şimdi bu yarış adil bir yarışmıdır? diye soracak olursak asla değildir çünkü dün yaşanan gelişmeler bunu göstermiş aday adaylarının bana anlattığı bu çünkü yaşanan bu gerçeğin başka izahı olamaz.
AK Parti bu yanlışlar üzerine aday belirleme kararı alırsa çok büyük hata yapar,Ardahan'da 24 Haziran seçiminde aday edilmedi diye ekibiyle sahada aleyhte çalışan Yunus Baydar'ın dün birilerini tehdit etmeye başladığını,eğer aday olup seçilirse birilerinden yaşadıklarının hesabını soracağını bu olayı yaşayan bir arkadaş aradı ve durumu bana anlattı,ayrıca Yunus Baydar'ın aday adaylarından bazı kişilerin etnik yapısını aşağılayıcı suçlamalarda bulunduğunu,bu kişilerin AK Partide ne işi var deme cesaretini sağda,soldaki konuşmalarında dile getirdiğini bu durumu duyan adaylardan biri beni arayarak böyle bir saygısızlığın asla kabul edilemeyeceğini söyledi,Göle ilçe Başkanı İlhan Gültekin'in bazı aday adaylarına karşı takındığı olumsuz tutum ve davranışın gözle görüldüğü ve ekibini oylama öncesi toplayıp kime oy vermeleri gerektiği noktasında etkilemesi bu işin ne derece ciddiye alınması gerktiğini ortaya koymaktadır.
AK Parti'de temaül yoklaması anlattığım bilgiler çerçevesinde sağlıklı bir süreç değildir.ayrıca Yunus Baydar'ın şımarık çocuklar gibi sanki aday o olmuş gibi yine hatalar yapmaya başladığını gördüğümüz bu süreçte,eğer Baydar'ın aday olarak önü açılırsa ve aday olursa hasbelkader seçilirse burada ilk hesaplaşacağı kişi Milletvekili Orhan Atalay olacaktır bunu bir yere yazın,çünkü dün kavga edeceği kişiye savurduğu tehditte bu işin ipuçlarını ele vermiş oldu.
Ardahanlı hizmet için Belediye Başkanı seçecek birilerinin kişisel hesaplarının yapıldığı günler için oy vermeyecek o yüzden yaşanan bu durumdan haberi olup çok rahatsız olduğunu bildiğimiz AK Parti il Başkanı Hakan Aydın ile Milletvekili Orhan Atalay'ın Genel Merkez nezdinde bu konuda gereğini yapacağından eminim,Ardahan kavga edilecek bir zemini ve ortamı kaldıracak durumda değil.
AK Parti seçimi sağlıklı kazanmak istiyorsa böyle yıpranmış ve kişisel hırsının esiri olan insanları bu toplumun önüne koymaktan kaçınmalıdır,yoksa yaşanacak gelişmelere şimdiden hazırlıklı olsun.

Kadir Mısıroğlu kimdir



Kadir Mısıroğlu kimdir 
Kadir Mısıroğlu, 24 Ocak 1933 tarihinde Trabzon’da dünyaya geldi.
İlk ve orta öğrenimini Akçaabat’ta tamamladıktan sonra lise öğrenimini Trabzon şehrinde tamamladı. Ardından 1954 senesinde İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde eğitime başladı.
Öğrencilik zamanlarında birçok öğrenci yurdu açıp çalıştırdı. Henüz hukuk fakültesinde eğitim gördüğü zamanlarda dahi hukuktan çok tarihe ilgi duyan Mısıroğlu, Türkiye’nin yakın tarihi ile ilgili araştırmalar yapmaya başladı.
Aynı yıllarda Toprak dergisinde yazı yazdı.
1964 senesinde ilk eseri olan “Lozan Zafer mi Hezimet mi?” kitabının ilk cildini yayınladı. Aynı sene Sebil Yayınevi’ni kurdu. 1970 senesinde genişletilmiş ikinci kitabı 5816 sayılı kanuna muhalefet gerekçesiyle toplattırıldı. Hakkında dava açılan Mısıroğlu, 1974 genel affı sayesinde ceza almamıştır.
1970 senesinin Ocak ayında, Millî Türk Talebe Birliği'nde Harf Devrimi ile alakalı verdiği bir konferansı dava bahane edilerek, hakkında Eskişehir Örfi İdare Mahkemesi'nce mahkûmiyet kararı verildi. Daha sonra 1976 yılının başından itibaren İslami bir dergi olan Sebil dergisini çıkarmaya başladı. Bu dergideki birtakım yazılarından dolayı kısa bir müddet sonra hakkında 163. maddeye istinaden sayısız dava açıldı.
1977 Türkiye Genel Seçimlerinde Milli Selamet Partisi’nden Trabzon milletvekili adayı oldu. Listede ikinci sıraya konan Mısıroğlu, milletvekili seçilemedi.
1978 senesinde MSP Genel İdare Kurulu’na seçildi. 12 Eylül darbesi ile MSP Genel İdare Kurulu hakkında tutuklama kararı verilince daha önceki davaları ile bunun birleşmesi daha büyük bir ceza getireceği için yurt dışına gitmek zorunda kaldı.
Mısıroğlu, Türkiye'den ayrıldıktan sonra ailesini de Almanya'ya getirtti. 1983 yılı başlarında gazete, radyo ve televizyon anonslarıyla Türkiye'ye dönmeye davet edilen Kadir Mısıroğlu, bu davetlere uymadığı için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkarıldı. Bu sebeple Birleşik Krallık'tan siyasi iltica hakkı istedi. Bunun için 7 Eylül 1983 tarihli ve 18158 numaralı kararın yayınlandığı Resmî Gazete'yi göstermesi yeterli oldu. Sonrasında ailesinden kalan gayri menkulleri hazinece haraç-mezat sattırıldı. Ailesiyle Londra'da yaşarken geçimini sağlayacak bir iş kuramadığından bir buçuk yıl sonra mecburen Almanya'ya döndü. 11 yıllık yurt dışı hayatından sonra 1991 senesinde Türkiye'ye geri döndü.
Kadir Mısıroğlu şu an takipçilerinden gelen soruları her Cumartesi başkanlığını yürüttüğü Osmanlılar İlim ve İrfan Vakfı’nda cevaplamaktadır.
ESERLERİ
Lozan Zafer mi Hezimet mi?
Macar İhtilali
Yunan Mezalimi
Kurtuluş Savaşı’ndaki Sarıklı Mücahidler
Amerika’da Zenci Müslümanlık Hareketi
Musul Meselesi ve Irak Türkleri
Osmanoğulları’nın Dramı
Ali Şükrü Bey
Bir Mazlum Padişah: Sultan Abdulaziz
Bir Mazlum Padişah: Sultan II. Abdulhamid
Bir Mazlum Padişah: Sultan Vahidedin
Osmanlı tarihi
Tarihten Günümüze Ermeni Meselesi ve Zulümler
CHP’nin Günah Galerisinden Sayfalar
Asrın İhaneti: Paralel Yapı veya F. Gülen Günah Galerisinden Sayfalar
FİKRİ ESERLERİ
İslamcı Gençliğin El Kitabı
Hicret
Geçmişi ve Geleceğiyle Hilafet
Üstad Necip Fazıl’a Dair
Doğru Türkçe Rehberi Yahud Bin Uydurma Kelimeyi Boykot
Geçmiş Günü Elerken C. I-II
Âşıklar Ölmez!..
Üç Hilâfetçi Şahsiyet
Gurbet İçinde Gurbet
Filistin Dramı'nın Düşündürdükleri
İthaflı Fıkralar
Hayat Felsefesi Yahud Yaşamak Sanatı
İslâm Dünya Görüşü
Muhtasar İslâm Tarihi C. I-II-III
Tarihten Günümüze Tahrif Hareketleri C. I-II-III
Kırk Görgü Şahidinden Naklen Benden Tarihe Haberler
Romanları
Kanlı Düğün (1972)
Uzunca Sevindik (1973)
Kırık Kılıç (1973)
Kavuklu İhtilâlci (2005)
Düzmece Mustafa (2005)
Cem Sultan'ın Papağanı (2006)
Zağanos Paşa (2006)
Veli Bayezid'in Bedduası (2008)
Malkoçoğlu Kardeşler (2008)
Makbul ve Maktul İbrahim Paşa (2008)
Barbaros Hayreddin Paşa (2009)
Sokollu Mehmed Paşa (2009)
Mimar Koca Sinan (2011)
Zorâkî Âsî (Şehzade Bayezid) (2012)
Pîrî Reis (2012)

www.haberhaberhaber.com

Kürşat Bumin kimdir



Kürşat Bumin, 1947 yılında Sivas’ın Yıldızeli ilçesinde doğmuştur
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih, Coğrafya Fakültesi Felsefe Bölümü mezunudur. 1972 - 1980 yılları arasında Paris’te siyaset felsefesine ilişkin çalışmalar yaptı ve çeşitli dergilerde makaleleri yayınlandı 10 yıl Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nde öğretim üyeliği görevinde bulundu.
Medya eleştirilerini içeren MedyaKronik isimli kitabını öğretim görevlisi olarak bulunduğu Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümünde verdiği derslerin hazırlıkları ve notlarıyla meydana gelmiştir.
Kürşat Bumin, halen Yeni Şafak gazetesinde köşe yazarlığı yapmaktadır MedyaKronik isimli internet sitesinin kurucularındandır. Ayrıca Ali Sirmen ile birlikte SkyTürk kanalında bir televizyon programı sunmuştur.
Kürşat Bumin 3 nisan 2013 tarihinde Ak Parti Hükümeti tarafından açıklanan ve barış sürecini yönetecek olan 63 kişilik Akil insanlar listesine Karadeniz Bölgesi Temsilcisi olarak girmiştir. kürşat bumin kasım 2018 tarihinde hayatını kaybetmiştir 
Kitapları : 
1981 – Sivil Toplum ve Devlet 
1983 – Batı’da Devlet ve Çocuk 
1986 – Demokrasi Arayışında Kent 
1997 – Okulumuz, Resmi İdeolijimiz ve Politikaya Övgü 
1998 – MedyaKronik
2002 – Hukuksuzluğun Günlüğü
2002 – Otoriter Demagoji Farklı Ol, Benim Gibi Ol